16 Yaş Psikolojisi

16 yaş, ergenlik döneminin kritik ve sıkıntılı dönemlerinden bir tanesidir. 16 yaş depresyonu diğer adıyla gençlik depresyonu diye literatürde geçen bir depresyon türü mevcuttur. Bu yaş grubundaki çocuklar çevreleri tarafından; motivasyonları düşük, cesaretleri kırılmış, bunalmış, yaşam ışıkları sönmüş olarak nitelendirilirler.

 Bu dönemdeki çocuklar artık gelecekleri için daha fazla kaygılanmaya başlamışlardır çünkü önlerinden üniversite sınavı gibi geleceklerine çok büyük etki edecek bir durum vardır. 

Bu dönemde çocuk ailesinin olması istediği kişiyle arkadaş çevresinin kabul edeceği kişi arasında bir denge oluşturmuş ve artık yavaş yavaş kimliğini, karakterini oturtmaya başlamıştır.

Tam anlamıyla olmasa da bağımsız düşünme ve kendi hayatı ile ilgili kararlar alma cesareti gösterme ve kendi fikirlerine uymayan şeylere hayır diyebilme yetilerini kazanmaya başlamışlardır. Kimlik arayışı bir diğer deyimle “ben kimim” sorusunun cevabını bulmak ve ona göre hayatını devam ettirmek bu dönemin en büyük amaçlarından biridir.

Birey artık eskiye nazaran çok daha mantıklı düşüncelere sahip olmasına rağmen hala kendi hayatıyla ilgili özgün kararlar verebilmiş ve bir cevap bulabilmiş değildir. Bu karmaşa durumu da kişiyi 16 yaş depresyonuna veya diğer adıyla gençlik depresyonuna sokmaktadır.

16 yaş depresyonu yetişkinlerin yaşamış olduğu depresyonla aynı şey değildir, aralarında farklılıklar bulunmaktadır. Yetişkin depresyonunda duygusal çöküntüler baş gösterirken gençlik depresyonunda daha çok baş ağrıları, mide bulantıları gibi fiziksel acılar vardır.

Yetişkinler depresyon durumunda genellikle üzgün olduklarını belirtirler, ergenler ise depresyon durumunda öfke nöbetleri, sabırsızlık, huzursuzluk gibi sorunlar yaşarlar. Gençlik depresyonunda akademik başarı büyük rol oynamaktadır. Gençlerin önlerinde üniversite sınavı gibi çok yoğun kaygı uyandıran bir problem vardır.

Yetişkinler depresyon durumunda kendilerini tamamen dış dünyadan soyutlayıp kabuklarına çekilirken ergenler genellikle sosyal gruplarını değiştirirler ve maalesef bu değişiklikler tehlikeli sonuçlara yol açabilir. Madde kullanımı, sigara, alkol, kumar gibi bağımlılıkların yoğunlukla bu duygu durumlarından sonra ortaya çıktığı söylenebilir.

16 Yaş Psikolojik Döneminde Sosyal Gelişim

Ergen hala arkadaş gruplarına, onların kabullerine ihtiyaç duyar ancak yavaş yavaş kendi kişiliğini oluşturduğu için bu gruplardaki her şeyi olduğu gibi kabullenmek yerine kendi fikirlerini ve sınırlarını bilerek hayır diyebilme yetilerini ortaya çıkarabilirler. Aile ile geçirilen zaman hala çok azdır, motivasyonlarını çoğunlukla aile dışı sosyal çevreden alırlar.

Bu dönemde gençlerin iletişime büyük ihtiyaçları vardır ancak reddedilme, beğenilmeme korkularıyla kendilerini iletişime kapatabilirler. Bu yüzden çocuklar bazı konularda fikirleri olmasına rağmen arkadaşlarıyla veya büyük insanlarla iletişim kurmakta güçlük çekerler hatta böyle ortamlardan uzak durma çabasında olurlar.

Özellikle akraba ziyaretlerinde veya bayram günlerinde büyüklerle bir araya gelmekten, onlarla fikir alışverişinde bulunmaktan veya onların sorularına cevap vermekten hoşlanmadıkları için çeşitli bahanelerle bu gibi durumlardan kendilerini kurtarmak için yol ararlar.

16 Yaş Döneminde Fiziksel gelişim

Kız çocuklarında artık büyüme yavaşlamaya başlar ancak erkek çocuklarının fiziksel değişimleri bu dönemde hız kazanır. Erkek çocuklarında bu dönemde yüz bölgelerinde tüylenmeler artar, hem erkeklerde hem kızlarda uyku sürelerinde artma meydana gelir.

Bu dönemdeki gençler çeşitli konularda entellektüel fikirlere sahip olmaya başlamışlardır. Analitik düşünme, Düşüncelerini ifade etme, akıl yürütme ve tartışma konularında oldukça yeteneklidirler. Artık hayatlarında daha ciddi konularla meşgul olmaya ve sosyal ortamlarında bu konuları gündeme getirmeye başlarlar.

16 Yaş Psikolojik Döneminde Ailelere Tavsiyeler

Bu dönemdeki çocuğa anne-babalar kendi fikirlerini empoze etmeye çalışmamalıdır. Çünkü artık çocukları ile arasında kuşak çatışması yaşanmaya başlayacaktır. Çocuğun giyinme tarzı, hoşlandığı şeyler, dinlediği müzikler ve tercihleri anne babanınki ile aynı olmayacaktır. Bu durumu olduğu gibi kabul etmek anne babayı ve çocuğu rahatlatacaktır.

Bu dönemde çocuğun yalnız kalma isteğini olgunlukla karşılamak gerekmektedir. Çocuğun 2-3 sene önceki haliyle şimdiki halini kıyaslamamak gerekir. O dönemde anne baba ile birlikte gezmeyi, tatile çıkmayı, birlikte etkinlikler yapmayı kabul eden çocuk bu yaşta bunları reddedebilir.

Yapmak zorunda kaldığında da sanki aileden bağımsız bir kişiymiş gibi aynı ortamlarda bulunmamaya gayret gösterecektir. Bu gibi durumlarda çocuğumuz bizden utanıyor, bizi kabullenmiyor diye düşünmek yanlış olacaktır.

Çocuğa kendine ait bir yaşam alanı oluşturmak gerekmektedir. Kendi istediği şekilde düzenleyeceği ve diğer aile üyelerinin oraya kafasına göre giremeyeceği, kendisine ait olduğuna emin olduğu bir alana ihtiyaç duymaktadırlar.

Anne babalar bu dönemde çocuklarına olumlu örnek olmalıdırlar. Anne babanın bu dönemde yapacağı hatalar çocuğun gözünde anne babanın otoritesini sarsar. Örneğin arkadaşlarına yalan söyleyen ebeveyn, alkol veya sigara bağımlısı bir ebeveyn çocuğun gözünde kabul edilebilir bir otorite olmayacaktır.

Çocuğun kendi davranışlarının sonuçlarını ve sorumluluklarını kabullenmesi gerekmektedir. Ebeveynler bu dönemde çocuğun hatalarını üstlenmek veya sorunları çözmek yerine gencin sorunlarını kendi çözüm yollarıyla çözmesine fırsat vermek ve hataların sorumluluklarını üstlenmesini sağlaması gerekmektedir.

Açık iletişim bu süreçte hayat kurtarıcı olacaktır. Çocuğa dolaylı anlatımlar, üçüncü kişilerin ağzından konuşmalar veya imalarda bulunmalar doğru değildir. Bunun yerine düşünceler olduğu gibi doğal bir şekilde açıklanmalı ve çocuğun da kendi düşüncelerini açıklamasına fırsat verilmelidir.

WhatsApp WhatsApp